Anatomistlerin ilk farkettikleri şey, gırtlağın olağanüstü süspansiyon özelliğiydi.Boyun kaidesi ile kafa kaidesi arasına yerleşmiş kaslar yay gibi gerilerek gırtlağın,boyunda çeşitli pozisyonlara girmesine yol açarlar.Bu,aynı zamanda gırtlağın dışarıdan gelebilecek her türlü darbeye karşı korunmasını da sağlamış olur.Bunu sağlayan ise gırtlaktaki kıkırdakların elastik olmasıdır..

Ses Çıkarmak

SESİN YAPISI

Gırtlaktaki güçlü kaslar ise yutma işlevini gerçekleştirmenin yanı sıra sesin kalitesine de etki ederler.İç kaslar kıkırdakların yerini değiştirerek ses telerinin durumunu ve gerginliğini etkilerken ,dış kaslar hem kıkırdakların yerini değiştirir, hem de dolaylı olarak sesin tiz ve bas ayarına yardımcı olurlar.

SESİN GÜÇ KAYNAĞI

Sesin güç kaynağı akciğerler,göğüs kafesi,sırt ve özellikle de karın kaslarıdır.Bu kaslar uyumlu bir şekilde çalışarak bi körük gibi havayı kontrollü olarak pompalarlar.Genel olarak bu organların tümü diyafram olarak adlandırılır.Oysa diyafram,havayı emen akciğerin hemen altında yer alan bir kas tabakasıdır.Ses havayı dışarı üflerken çıkar ve bu süreçte de diyaframın hiçbir rolü bulunmaz.

Sesin önce beyinde şekillenmesi sonra ilgili organlara emir vermesi gerekir.Emir beyin sapı ve omirilikten ilerler.Mesaj gırtlak,akciğer,karın kasları ve rezonans boşluklarına (ağız,boğaz ve burun) ortak bir çalışma ile iletilir.

Sağlıklı bir ses için kulağın da sağlam olması gerekir.Çünki kulağımız sesimizi biofees-back sistemiyle denetler.”Ağızda çıkanı kulağın duymuyor” deyimi her ne kadar bu durum için söylenmişse de kulağı duymayan kişilerin seslerini kontrol edemeyip bağırarak konuşmaları hepimizin dikkatini çekmiştir.İşitme bozukluğu olduğu için sahneleri genç yaşta terk etmek zorunda kalan birçok ünlü ses sanatçısı vardır.

SESİN TİTREŞİMİ

Bu denli karmaşık bi rsüreç izleyen ses,geniş araştırmalara neden olmuştur.Araştırmalar,özellikle ses tellerinin titreşimleri ve beş tabakalı yapısı üzerinde yoğunlaşmıştır.

Konuşurken ses telleri altındaki basınç 7 cm. Su basıncına eşdeğer oranda yükselince ses telleri açılır.Hava yukarıya çıkınca basınç düşer ve ses telleri kapanır.Havanın ardında oluşturduğu emme gücü de ses tellerinin kapanmasına yardımcı olur.Kapanan ses telleri altında basınç tekrar yükselmeye başlar ve aynı devinim yeniden başlar.

Ses tellerinin açılıp kapanması alt taraftan başlar ve üst tarafta devam eder.Böylelikle ses telleri üzerinde,rüzgardaki bir bayrak gibi dalgalanma hareketi olur.Çünki ses telleri temel olarak bir gövde ve üzerindeki mukoza tabakası arasında yer alan çok gevşekk bir ara tabakadan oluşur.(ara tabaka “Reinke mesafesi” olarak adlandırılır.) Mukozadaki dalgalanma da işte ses tellerinin ,dolayısıyla da bu gevşek ara tabakanın ses tellerinin çarpması sırasında alttan gelen havanın itmesiyle gerçekleşir.Bu dalgalanmanın bozulması,doğal olarak ses kalitesini de olumsuz etkiler.

Ses telleri gitar telleri gibi titreşemez.Ses,tıpkı alkşlarken avuçlarımızın birbirine çarpması gibi ses tellerinin birbiriyle çarpışması sonucunda ortaya çıkar.