İlke, sözlük anlamına göre, temel düşünce, temel inanç, unsur, umde, prensip, her türlü tartışmanın dışında sayılan öncül, davranış kuralıdır. (TDK,1988) Hançerlioğlu’na göre de “tasarlanmış bir kural, bir önerme, bir düzen, bir eylem ve bir inanç”tır. (Hançerlioğlu, 1994)

Şan Eğitimin Amaçları

Şan eğitiminin ilke ve amaçları :

Bu tanımlara göre şan eğitiminde ilkeler; şan eğitiminin gerçekleştirilebilmesi için tasarlanan kurallar, her türlü tartışmanın dışında sayılan öncüller, temel düşünceler ve davranış kurallarıdır.

Şan eğitiminin ilkeleri, bu eğitimin çeşitli disiplinlerle birlikte uygulanma gerekliliğinden dolayı, ilgili olduğu anatomik, fizyolojik, fiziksel, eğitimsel, sanatsal (müziksel) ve dilbilimsel özelliklere göre belirlenirler. İ. Okatan, G. Dursun, E. Belgin, sözlü ve yazılı görüşme, 1997) Söz konusu ilkeler, ilgili bilim alanlarına göre;
” Düzenli bir solunumla, gırtlak altı (subglottik) basınç çok iyi ayarlanmalıdır,
” Doğal ses oluşumuna aykırı olmamalıdır,
” Ses bölgeleri (registerler) iyi tanınmalı, yerine göre ve uygun olarak kullanılmalıdır,
” Ses, anatomik yapı özelliklerinin dışındaki tonlarda zorlanmamalıdır,
” Artikülasyon, dilin gereklerine uygun olarak oluşturulmalıdır,
” “Konuşur gibi” şarkı söylenmelidir,
” Müziğin gerekleri yerine getirilmelidir,
” Şan eğitiminin (temelden en ileri düzeye kadar) her aşamasında eğitimcilik ve öğretmenlik mesleğinin gereklerine uygun davranılmalıdır.

Şan eğitiminin genel amacı ise, ilgili olduğu bilim dallarının gerekleri doğrultusunda; bireyin, konuşurken ve şarkı söylerken sesini, anatomik ve fizyolojik yapısına en uygun olarak doğru ve etkili bir biçimde kullanabilmesini, konuştuğu dilin ses bilim (fonetik) özelliklerine uygun olan artikülasyon ve diksiyon alışkanlığını kazanabilmesini sağlamaktır.

Şan eğitiminin yöntem (teknik)leri :

Yöntem, genel anlamıyla bir amaca ulaşmak için, belli bir düzene göre izlenen yol demektir. Bilimsel yöntem ise”gerçeğe uygun bilgi üretme yöntemidir” (Kongar, 1995) Gerçeğe uygun bilgi üretmenin, gerçeği bulmakla bunun da, “eldeki verilerin gerçeğe uygun olup olmadığının saptanması”yla mümkün olduğunu belirten Kongar, “gerçeğe uygun olup olmadığı saptanmamış bilginin, bilimsel bilgi aşamasına varamamış, varsayım ya da kuram aşamasında kalmış bilgi”olduğunu belirtmektedir.

Türkçe sözlükte yöntem, “bilimde belli bir sonuca erişmek için, bir plana göre izlenen yol, metot”olarak tanımlanmaktadır. (TDK, 1988) Hançerlioğlu’na göre ise “bilgi edinmek için tutulması gereken yoldur ve her bilgi alanının kendine özgü bir bilgi edinme yöntemi vardır.” (Hançerlioğlu, 1994)

O halde bilimsel yöntem, bilgi edinmek ve eldeki verilerin gerçeğe uygun olup olmadığının saptanması için, o bilginin içinde bulunduğu bilimsel alan özelliklerine göre, önceden planlanan en doğru, en kısa ve en uygun bilimsel yoldur.

Teknik ise, Türkçe sözlükte (1988) “bir sanat, bir bilim ve bir meslek dalında kullanılan yöntemlerin hepsi”dir.

Hançerlioğlu’na göre teknik, “kuramsal bilimin pratikteki uygulanmasıdır. (1994) Bu tanım, doğrudan doğruya uygulamayı esas almakta ve kuramsal bilginin uygulanmasını belirtmektedir.

Şan eğitimi, içinde bulunduğu müziğin sanat ve bilim özelliklerinden dolayı, kuramsal ve uygulama boyutlarıyla bir bütündür. Bu bağlamda, şan eğitimi uygulamasının doğru olarak gerçekleşebilmesi, onun kuramsal boyutunda bulunan bilimsel temeller ve verilerin gerçeğe uygun olup olmadığının saptanmasına bağlıdır. Söz konusu bilimsel temeller ve verilerin gerçeğe uygunluğu ise, şan eğitimi yöntem ve tekniklerinin bilimsel yöntemlere uygunluğuna dayanır.

Şan eğitiminde yöntemler, temelde aynı öge, ilke ve amaçlara yönelik olarak ortak özellikler taşırken, değişik ülkelerin dil ve müzik özelliklerine bağlı olarak farklılıklar göstermekte ve ekol, tarz veya stil gibi adlar almaktadırlar. Örn. İtalyan ekolü denilen şan eğitimi tekniği, İngiltere’de dil ve müzik özelliği dikkate alınarak farklı, Fransa’da farklı olarak uygulanmakta ve”İngiliz stili”, “Fransız ekolü” diye adlandırılmaktadır. (Marafioti, 1922) ve (Archaınbaud, 1936)

Bu bağlamda, Türkçeye uygun bir şarkı söyleme ve şan metodu geliştirilerek Türk müzik eğitiminde, kullanılma yerine göre “Türk şan tekniği” ve “Türkçe şan metodu” kavramlarının yaygınlaştırılmasının uygun olacağı düşünülmektedir.
Genel müzik eğitimi bağlamında, ses eğitiminin amaçları
İnsanın doğuştan beraberinde getirdiği doğal çalgısı”ses”le ilgili doğru davranışlar kazanmak, (türü ve düzeyi ne olursa olsun) müzik eğitiminde en önemli ve temel amaçlardandır. İlköğretim kurumları müzik dersi öğretim programının (İKMDÖP 1994), birinci ve ikinci devre amaçlarında belirtildiği gibi öğrenciye, konuşurken, şiir okurken ve şarkı söylerken sesini yormadan kullanabilmesi ve doğru kullanmayı alışkanlık haline getirebilmesi, hedeflenmiştir.

Öte yandan herkesçe bilinen bir gerçek vardır ki, müzik şarkı söylemekle başlar ve müziğin temel kaynağı da budur. (le Grand livre des Arts, 1980) Müzik tarihinde bilinen ilk müzik aracı insan sesidir. İnsan sesi, ilk çağlardan bu yana müziğin oluşmasında ilk çalgı olmuş, çağlar içinde gelişerek bugünkü şarkı söyleme sanatı oluşmuştur.

İnsanın en önemli iletişim aracı ve doğal çalgısı olan sesin, doğru alışkanlıklar kazanılarak kullanılıp korunması, küçük yaşlarda başlayan bir ses eğitimiyle mümkündür. Yapılan araştırmalar, yaşam düzeyinin yükselmesiyle birlikte, çocuk seslerinde belirgin olarak ses hastalıklarının arttığını göstermektedir. (Belgin, 1996) Yüksek sesle konuşma, oyun oynama, çığlık ve bağırmalar televizyonların da etkisiyle, çocuklarda yanlış konuşma alışkanlıklarına ve ses bozukluklarına neden olmaktadır.

Çocuklukta kazanılan yanlış konuşma ve şarkı söyleme alışkanlıkları, gelişimini tamamlayamadan yitirilen seslere neden olmaktadır. Bundan dolayı, özellikle genel müzik eğitimi verilen kurumlarda ses eğitiminin önemi çok büyüktür.

Özetle, genel müzik eğitimi verilen kurumlarda ses eğitimi; bireyin sağlıklı ses üreterek, doğru ve güzel konuşma, doğru ve güzel şarkı söyleme, sesini doğru kullanma ve koruma alışkanlığı kazandırılmasını amaçlar.

Şan eğitiminin neticesi, eğitilmiş, bilinçli kullanılan ve kendimizi doğru ifade edebildiğimiz ses tellerine sahip olmaktır. Çünkü şan tekniği yalnızca şarkı söyleme alanında değil konuşma esnasında doğru tonlama yetisi kazanma, doğru nefes alıp verme konusunda hakimiyet kazanma gibi alt yapıları da kazandırır. Bu da günlük hayatımız, iş hayatımız, insanlarla olan iletişimimiz gibi önemli konularda daha rahat daha güvenli ve akıcı olmamızı sağlar.

Ayşe Meral Töreyin Doktora Tezinden alınmıştır. www.muzikegitimcileri.net